Darkness In Me

Neden?



Karanlık...

Hayatım boyunca, kısa ama her saniyesi çatışma içinde geçen hayatım, karanlık içindeydi. Önceleri akışına bırakıyordum. Fazla düşünmezdim, çünkü umursamazdım. Acıyla ilk tanıştığımda daha çok küçüktüm, ölüm üzerine ve değer verdiğim birçok şey üzerine şiir yazardım.

Babam yazdıklarımı bir şaire götürmüş ve şair demiş ki "Biraz da mutluluk üzerine, aydınlık üzerine şiirler yazsın!" demiş ve bana imzalı bir kitabını hediye etmiş. Babam bana kitabı getirdiğinde imza duruyordu ve hevesle şiirlerini okumuştum. Lakin bir süre sonra onu fırlattım ve bunca yıl bir kere bile aramayı düşünmedim!

Neden? Nedendir bunca acıya, inanca, yılmamış olmamıza ve iyi bir şeylerin geleceğini umut etmemize ve inanmamıza rağmen halen bizi yakan ateşlerde sınav oluruz? Tanrılar beni yaptığı sınavlarla yükseltmiş veya kendi ruhumla güce erişmiş ve yükselmiş olabilirim. Ama bu kadar yetmez mi? Neden hala beni ateşlere salarlar, ruhumu yakıp acı verirler? Tek bir tane olsun destek vermeden fırtınadaki bir ağaç gibi kökümden sarsarlar beni?

Neden? Benimle taşak geçmek hoşlarına mı gidiyor?

Bir insanın ruhunun karanlığını görebilirim. Bir insanın acısını onun kadar derin hissedemezsem de anlayabilirim. Karşılık beklemeden yardım edebilirim ama neden insanlar benim örnek aldığım insanlara bakmaz? Tamam, ben çoğu insandan daha iğrenç bir insanım. İyi yanlarım kadar size anlatsam, sizi dehşete düşürecek düşüncelerim bile var hatta! Ama neden ben bile bu iyi şeyleri yaparken etrafıma baktığımda çok az iyilik görüyorum? Gerçekten de tek miyim bu dünyada, her insan gibi? Kendi olan her insan gibi?

Tek olmasam ne olurdu? Ne olurdu kalabalıktan biri olsam? Onlar gibi içime döksem iyilik dolu berbat dürtülerimi? Acı çekmeden, yıkılmadan... Ne olurdu sanki?

Söyleyeyim. Ben, ben olmazdım. Ben karanlıkta yürüdüm, nefes aldım, savaştım, yardım ettim, dayandım ama yalnız yürüdüm, sadece kendi nefesimi duydum, tek başımaydım karşımdaki canavarla, kimse yoktu yardım edecek ve hiç bir desteğim yoktu... Ancak gözümde öyle bir evrensel düzen vardı ki bunun daha fazla bozulmasına sebep olamayacak kadar sorumlu hissettim kendimi.

Buna yüzden yılmadım, dayandım ve acıyı kabul ettim. Kanayan yaramın beni güçlü kılmasına izin verdim ama bir kere olsun bana şifa eli uzanmadı. Bir kere olsun yarama elini koyacak biri olmadı.

Artık tanrının gökyüzünde, altın tahtında oturan moruğun teki olduğuna inanmıyorum ama... Eğer olsaydı ona şunu sormak isterdim:

"Neden yalnız bıraktın beni karanlıkta?!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder