Darkness In Me

Histerik Kahkalarla Dolu Gözyaşları

     İlk kez kafamda ne yazacağıma dair hiç bir fikrim yok. Hiç bir planım yok. Hiç bir şeyim yok. Sadece bilgisayar başında oturmuş, ekrana bakmaktayım. Bakalım içimden neler çıkacak...
     İki şişe şarap içtim. Gerçi bir tane içtim ve 2 demek hoşuma gidiyor ama bunu bilemezsiniz, değil mi? Yalan söylediğimi bilemezsiniz.
     Burada bir çok yazımı paylaştım. Bir çok şiir paylaştım, hatta birkaç şiir de bana ait. Duygularım, düşüncelerim, hislerim, acılarım, kederlerim, mutluluklarım, melankolim... O kadar şey yazdım ve paylaştım ama yalan söyleyip söylemediğimi bilemezsiniz. O zaman beni tanıdığınızı iddia edebilir misiniz?
     Ya da umrunuzda olur mu?
     Bilmiyorum. Bu güne kadar hep insanları anlayan, dinleyen ve dışlanan ben oldum. Hiç dinlenmedim. Kimse fikirlerimi, hislerimi umursamadı, sormadı. Benim ilgilendiğim kadar ilgilenmedi kimse benimle.
     Önemli mi? Hayır.
     Ben insanları sevdiğim için yardım etmedim, onları anlamadım, dinlemedim. Yardım etmiş olduğum çok çok az insanı sevdim ben. 1-2 sefer aşık da oldum, itiraf etmem gerekirse. Ancak asla büyük bir hikaye olmadı. Eğer hafızam o kadar iyi olmasaydı ve o kadar acı ve hüzün çekmemiş olsaydım, hatırlamazdım bile.
     Peki niye yardım ettim? Çünkü kendim acı çektim. Bir yerde acı çeken insanların diğer insanlara karşı daha nazik, daha yardımsever ve daha merhametli, yardımcı olduğunu okumuştum. Bunu bilemem, zira kimse için özellikle nazik ya da yardımsever olmaya çalışmadım. Belki yine de öyle oldum ya da olmayıp sadece kendimi kandırdım.
     Bilmiyorum. Bildiğim tek şey bundan memnun kalmadığım.
     Ancak...
     Yakın zaman içinde bir kıza aşık oldum. Sadece 20 gündür tanıyıp konuştuğum bir kız. Sadece 20 gün... İnanılmaz, değil mi? Bir o kadar da saçma geliyor kulağa. Ancak öyle, gerçekten de aşık oldum.
     Yıllardır hissetmediğim kadar acı çektirmeyi başarabildi bana. Ve mutlu etmeyi de başardı. Telefonda her "Seni seviyorum." dediğinde bunu söyleyen dudaklarının hareketlerini görebiliyordum ve mutlu oluyordum. Onunla konuşurken huzurluydum, rahat ve sakindim. Hayatımda kimseyle böylesi bir uyum sağlamamıştım.
     Hani ruh ikizi senin aynındır ama ruh eşin seni tamamlayandır derler ya, işte o beni tamamlayan biriydi.
     Dün akşam bir ritüel çalışmamda kendimden geçip farkında olmadan bastırdığım duyguları dışa vurdum. Bir evresinde gülmeye başladım. Güldüm, güldüm, güldüm ve gülerken ağlamaya başladım. İşte o zaman bu kızı gerçekten sevdiğimi anladım.
     Çünkü yıllardır, gerçekten yıllardır, kimse için böyle ağlamamıştım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder