Darkness In Me

Luciferian

    Ben bir Luciferian'ım.
  
    Adından da anlaşılacağı gibi adını hristiyanların şeytan olarak adlandırdığı melekten alır; Lucifer, Işık Getiren.

     Ben bir satanist miyim? Şeytana mı tapıyorum? Kendimi Lucifer'in bir kült takipçisi mi addediyorum?
 
     Elbette hayır.
  
     Luciferian'ların inandığı (inatla Luciferci demeyeceğim!) Lucifer'ın aslında kötü bir karakter olmadığıdır. 
 
     Lucifer'ın gerçek adı Helel'dir. Başmelek Helel, daha doğrusu. Kendisi cennetteki en üst rütbeli melek değildi belki  mitolojiye veya dinlere göre ama en güçlü meleklerden biriydi. En güçlü, en sevilen, en güzel... O kadar güzeldi ki Sabah Yıldızı derlerdi ona; güneş çıktığında bile parlayabilecek kadar parlak ve güzel bir yıldız.
 
     Görevi ise Tanrı'nın Işığı'nı korumaktı. Önce Işık Koruyan, sonra da Işık Getiren.
 
     Luciferianlar, daha yazıya bile dökülmemiş kadar uzak bir geçmişte insanların çok kötü bir duruma düştüğüne inanırlar. İnsanların insan olmaya başladığı ilk yıllarda belki de, kim bilir. Yine de bir vakitte insanlık zor duruma düşmüştür. Kimi insanlar bunun sebebinin yeryüzüne inip kadınları becererek onlara Nephilim'leri doğurtturan düşmüş meleklerden ileri geldiğini söyler. Kimi ise Tanrı'nın bizden, Nuh'tan bile çok önce, vazgeçtiğini düşünür.
 
      Lucifer, o zamanlar Başmelek Helel, yunan mitolojisindeki Prometheus misali korumakla yükümlü olduğu Tanrı'nın Işığı'nı verir. Ateşi verir. Bu Nephilim'lerin başa çıkamayacağı bir güç vermiş olabilir bize ya da belki de Tanrı, kendinden bir parça taşıyan varlıkları yok etmek istememiştir. Her halükarda Tanrı'nın bir parçası olan ışığı bize getiren Başmelek Helel'di.
 
      Bu bir fedakarlıktı. Düşünün, bir fabrikanın stoğundan sorumlusunuz ve göreviniz o stoğu koruyup kontrol etmek. Siz bir sebepten ötürü o stoğu başkasına veriyorsunuz. Ne olur?
 
      Lucifer'in yaptığı büyük bir fedakarlıktı. Bu ona çok pahalıya mal oldu. Tanrı'nın sevgisini kaybetti hristiyanlara göre ki ben buna inanmıyorum. Gücüne, güzelliğine, mevkisine mal oldu bu fedakarlığı. Hatta kimi büyüyle, daha doğrusu majiyle, ilgilenen Luciferian'a göre bunları kasıtlı olarak feda etmiştir.
 
      Zira evrende hiç bir enerji yok olmaz kuralı maji için de geçerlidir. Majikal bir enerji çekilir, alınır, gönderilir, şekillenir ama asla yok olmaz. Aztekler bu yüzden bakire kurban ederlerdi. Müslümanlar bu yüzden kurban bayramı kutlarlar. Aynı şekilde kurban kavramının, fedakarlığın ruhsal bir yanı da vardır. Biri için çekilen acı ve endişe, sevgi, ilgi ve daha bir çok şey de bir enerji yaratır.
     
     Lucifer, ışığı bize vermek için ise cennetten düştü. Gücü, güzelliği, mevkisi... Ve cennetten düşüşü...
     
     Ben ise bunlara ek olarak ismini de feda ettiğine inanmaktayım. Asırlar boyunca şeytanla eş değer tutulması, lanetlenmesi ve dışlanması da feda ettiği bir şeydi.
     
     Bu yüzden ben bir Luciferian'ım. Bu yüzden benim gibi, farklı fikirleri olsa da, Luciferian'lar var.
     
     Yıllar önce İngiltere'deki Jonathan isimli bir arkadaşım söylemişti bu kelimeyi ilk olarak bana. İnsanlara karanlıktalarken ışık verdiğimi, yol gösterdiğimi, onları karanlıktan çıkarmak için kendimden bir şeyler feda ettiğimi ve ardından o insanlar karanlıktan çıktıktan sonra beni tamamen unutmaları ve hatta görmezden gelip lanetlemeleri...
     
     Bunu bana açıklayıp söyledikten sonra uzun bir süre öylece kalakalmıştım. Haklıydı. Bir çok insan için sadece yardım kapısı olmuştum. Acı içindeyken onlara rahatlık sunmuştum, acıyı unutabilecekleri bir kapı. Onlara tavsiyeler sunmuştum, nereye gideceklerini bilmezlerken. Onlar için günlerimi bilgisayar başında ya da yanlarında harcamıştım. Onlar için sevgililerimle, sevdiğim insanlarla irtibatı azaltmıştım.
     
     Sonra karanlıktan çıkılınca, hatırlanmaya biri oldum.
     
     Bu yıllarca devam etti. Sürekli, sebepsiz yere insanlara yardım etmek için bir dürtü; sonunun nasıl olacağı ne kadar belli olursa olsun.
     
     Tüm onca acı, keder, karanlık... Kendi ışığımdan onlara bir parça verircesine... Ve sonra da unutulmak... Bunların bir insana neler yapabileceğini bilir misiniz?
     
     Ya insanlara yardım etmek için ya da kendi kendime ait olduğu için yıllarca karanlıkta yaşayan bir insan oldum. Çoğu Luciferian da öyledir. Yıllarını karanlıkta yaşarlar. İçindeki iblis diye tarif edebileceğim yanlarını keşfederler. İnsanlara yardım ederken ise melek diyebileceğimiz yanlarını bulurlar.
     
     İnsanlara bakarlar ve bu sefer de hayvansal yanlarını, duygularını ve acılarını keşfederler.
     
     Ben bir Luciferian'ım. Karanlıkta yürürüm, insanların asla dönüp bakmayacakları yerlere göz atarım. Dibi karanlık kuyulara inerim. Soğuk ormanlara girer ve yolcular için ateş yakar, tehlikeli hayvanları uzaklaştırırım. İnsanların rüyalarına girer ve onlara canavarlarıyla savaşmaları için cesaret veririm.
     
     Ve bütün bunlar için aldığım tek teşekkür unutulmak olur.
     
     İşte ben buyum; bir Luciferian.

                                                                                                       Enis Berkay Mert

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder